Kategoriler
GamePro

Emülatörde oyunun tadı

Ay içerisinde birçok okuyucumuzdan çeşitli konularla ilgili olarak onlarca e-posta alıyoruz, şahsen kendim de alıyorum. Gelen bu e-postaların birçoğu dergi ya da DVD içeriği ile ilgili. Olumlu görüşlerin yanında olumsuz görüşler çok daha fazla. Çünkü insanoğlu beğendiğimizi değil, beğenmediğimiz yönleri söylemeyi daha çok seviyoruz. Onun için de okurlarımızdan gelen e-postalara her zaman önem veriyoruz ve kendilerine de neden bu şekilde olduğunun yanıtını veriyoruz.

Geçen ayın başlarında bir okurumuzdan gelen e-posta ve arkasından bizim yanıtlarımız oldukça ilginçti. Bütün yazışmayı değil ancak işin özünü ve sonuçta vardığı noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum. (Bundan amacım okuyucuyu yermek ya da bizimle nasıl böyle bir yazışma yapabilir demek değil, aksine okuyucularımızın her türlü görüşüne saygı duyduğumuzu belirtmek içindir.)

Kategoriler
BYTE

Kablosuz teknolojinin çilesi

Bir CeBIT fuarını daha geride bıraktık. Bilişim sektöründe çalışan hemen herkes yıl boyunca bu fuar için çalışır ve fuarda büyük kozunu oynamak ister. Biz de yıl içerisinde size iyi içerikli bir dergi hazırlamanın yanında, CeBIT ayının dergisi olan Eylül sayısını hazırlamak için de fazladan mesailer harcadık.

Ancak sonunda, bir CeBIT’i daha geride bıraktık. Şöyle birkaç hafta geriye baktığımızda yoğun ilgili bir kalabalık ve okurlarımızla buluşmanın mutluluğu geliyor akıllara. Bir de işin teknoloji tarafı var tabii…

Yoğun kalabalık içerisinde gezinen insanlara baktığımda üzerlerinde fazlaca bir ekipman taşıyorlar. Örnekse; ben. Mesela dijital fotoğraf makinesi, günlük çanta, cep telefonu, dizüstü bilgisayar vb. Birkaç sayfa sonra okuyacağınız akıllı telefonlar testimizdeki telefonlardan birisini de fuar aksesuarlarının yanına alarak başladım fuarı gezmeye. Rahatlık açısından Bluetooth kulaklığımı taktım kulağıma, telefonu çantada ya da cebimde bulma derdi yaşamayayım diye. Yine bir başka test ürünü olan kablosuz ağ tarama cihazı da yanımdaydı. Gezdiğim yerlerin yakınında bir Wi-Fi alanı varsa cihaz hemen buluyordu. Böylece duruma göre dizüstü bilgisayarımı ya da akıllı telefonumu kullanarak e-posta kontrolü yapabilecektim. Tabii müziği de unutmamak lazım. Cep telefonunda çalan müziği kablosuz olarak kulaklığıma aktarıyordum. Yalnız gezerken sıkılmamak, aşırı gürültü içerisinde kulaklarımı anlaşılmayan şeylere boğmamak için.

Kategoriler
BYTE

Bazen oldukça fazla abartıyoruz

Biz Türklerden bahsedeceğim bu ayki yazımda… Ancak bu sefer konu tabii ki Türklerin teknolojiyi keşfedince yaptıklarından bir kesit. Bir şeyi bulduk mu suyunu çıkarırız. Hele ki birisi bize herhangi bir sebepten ötürü mahkumsa, of anam of yandı ki ne yandı.

Her zaman gezindiğim sitelerden birinde bazı linklere rastladım. Web tarayıcının yeni sekmesinde açtım ve bu sitedeki işim bitince o sitelerde ilgilenecektim nasılsa. İlk açtığım site, otomatik olarak buton oluşturmaya yarıyordu. Web adresi www.buttonator.com. Siteyi ziyaret ettim. Gerçekten oldukça hoş hazırlanmış, iyi bir düşünceye sahip. Photoshop ya da Fireworks’ü açmadan hazır buton örneklerini kullanarak kendinize ait butonu birkaç dakika içerisinde hazırlayabiliyorsunuz.

Kategoriler
BYTE

Times’dan Joomla’ya

Web o kadar hızlı gelişip büyüyor ki biz bile bazen hızına yetişemiyoruz. Bundan 10-12 sene önce ilk kişisel sitelerimizi yaptığımızda Times New Roman fontuna sahip metinlerin alt alta yazılması ile oluşuyordu. Bu sitelerde renk bile kullanmıyorduk desek yalan olmaz.

Ancak günümüze geldiğimizde bu türlü sitelerin artık yer almadığı görülüyor. Günümüzde site kavramı biraz daha farklılaşmaya başladı. Bir dönem herkes portal sahibi olmaya çalışıyordu. Başka sitelerden alınan “aynı” bilgilere birçok sitede karşılaşıyordunuz. Şu anda bu durum forum sitelerine kaydı. Dergimize site tanıtımı için gelen e-postaların yüzde 70-80 gibisi forum sitelerinden oluşuyor. İçeriği dolu ya da boş bir forum sitesi sitenin ilk ana sayfası olmuş. Olmalı mıdır olmamalı mıdır ayrı bir konu, tartışılır.

Bir de blog’lar var. Blog; günlük olarak dilimize çevrilebilir. Kişisel görüşler, bir fikir hakkında düşüncelerini kendi sitesi aracılığıyla duyuran insanlar çok olmasa da var.

Kategoriler
GamePro

Aslında herkes bir oyuncu

Bilgisayar kullanıp, ben oyun oynamıyorum diyen kişi, çok iddialı olmayayım ama bence yalan söylüyordur. Hemen hemen herkes bir şekilde bilgisayarında oyun oynuyor. Her ne kadar oyun oynamadıklarını söyleseler de bazen farkında olmadan da oyun oynuyorlar.

Kalabalık bir ofiste çalışmam, oyun oynayan çalışan kitlesini gözlemleyebilmem için oldukça iyi bir yer oluyor. Çeşitli işler için şirkette katlar arasında gezerken, ister istemez gözüm çalışanların monitörlerine takılıyor. Çoğunda durum şu: bir web tarayıcı açık ve üzerinde bir Flash oyun. Kullandıkları makine ofis işi için uygun olduğundan dolayı bizim kadar şanslı değiller. Yeni nesil oyunları maalesef ki bu bilgisayarlarda oynayamıyorlar. Ama web üzerinden, neredeyse yükleme dahi gerektirmeyen Flash oyunlar yarısından fazlasının bilgisayarında açık durumda. Belki de şirket yöneticileri bu durumun farkındalar ve işi oyun oynamak olmayan bu çalışanlara iyi bileşenlere sahip bilgisayarı kasten vermiyorlar. Biliyorlar ki olayı abartıp Flash oyunları dışında yeni ne oyun varsa bilgisayarlarda yüklü olacak.

Kategoriler
BYTE

İletişim çağında dil bilgisi

İyi bir gözlemci olduğumu söyler etrafımda beni yakından tanıyan arkadaşlarım. Etrafta olanla bitenle fazlaca ilgilenmemim başıma işle açabileceğini söyleseler de ben öyle düşünmüyorum. Çünkü ben etrafta olanı değil o olayı izleyen, o olaya bakan insanların o anki durumlarını, hallerini, tavırlarını izlemek bende farklı bir merak uyandırmıştır hep. Geçenlerde, kız arkadaşımla bir kafede otururken arka masadaki gençlerin normalin üstünde olan ses tonlarından konuştuklarına istemeden de olsam kulak misafiri oldum. Aralarında tartıştıkları konu; erkeklerden birisi yurt dışından bir kız ile tanışmış ancak İngilizce bilgisi yeterli olmadığı için çok fazla sohbet edemediklerinden dert yanıyordu. Arkadaşına ise kendisinin yardımcı olmasını istiyordu. Arkadaşı da cingöz; ver onun MSN adresini ben senin adına konuşurum diyordu.

Ah bu gençler demek istiyorum ama kendim de genç ruhlu birisi olarak onlara hakısızlık ettiğimi düşünmemek için bu şekilde söylemek istemiyorum. Yüz yüze yapılan gerçek “sohbet” olayı içerisinde bile konu sanal sohbet ve orada geçen mevzuular.  İngilizce bilen arkadaşı diğerine son noktayı koydu. MTU sözlük senin kardeşin olsun bundan sonra. Ötekisi ise bu işin çok uzun ve zahmetli olacağı için ısrarla kendisine yardımcı olmasını istiyordu.

Kategoriler
BYTE

Asıl ben şikayetçiyim

Her gün binlerce e-postayla boğuşmak, deveye hendek atlatmaktan daha zor benim için. Bu gelen e-postalar arasından bana gerekli olan basın bültenleri, okuyucu e-postaları ve benzerlerini seçip çıkarmak için oldukça fazla vakit harcadığımı söyleyebilirim. Gelen postalar arasında spam olarak gelenleri hiç üşenmeden Outlook’umda “Spam” olarak işaretliyorum. Bu durumdan çok da memnun olduğumu söyleyemem ama nedense bu durumun yüzde yüz bir çözümü yok. Birileri bu spam postaları yok etmek için canla başla çalışıyorsa, bir başka grup da bu tür programlara yakalanmadan nasıl spam posta gönderileceği üzerinde çalışmalar yapıyor.

Kategoriler
BYTE

Unutulan eski alışkanlıklar!

İnsanoğlu nankördür! İlgi alanı ile ilgili yeni bir şey gördüğünde ya da onunla ilgili bir şeye sahip olduğunda, eskisini çok çabuk bir şekilde unutur. Hatta tabiri caizse bir daha yüzüne bile bakmaz. Özellikle teknoloji; insana, eski alışkanlıklarını çok çabuk unutturuyor.

Örnek mi; hemen vereyim: cep telefonunu düşünün. Hayatımıza gireli 10 yıl kadar oldu ya da olmadı. Şimdi neredeyse kundaktaki bebeğin bile bir cep telefonu var. İnsanlar birbirleriyle iletişime geçmek istediklerinde ev telefonlarını aramaz oldular. Cep telefonunu kullanarak direkt ilgili kişi aranır oldu.