Kategoriler
Web

Yazıları paylaşmanın en güzel yolu

Blogunuza yazdığınız bir yazıyı başkalarıyla paylaşmak için sosyal imleme sitelerini kullanabilirsiniz. Ben de kendi sitemde “Share This” isimli eklentiyi kullanıyorum. 2.1 sürümü en güncel sürüm.

Ancak WordPress Türkiye sitesinde 1.4 sürümüne rastladım. İçerisinde Türkçe ve/veya Türkiye’den servis veren yerler de var. Şu adreste eklentiyi Türkçeye çeviren arkadaş’ın yazısı okunabilir.

Kategoriler
Genel

Nerde kalmıştık!!!

Uzun zamandır, işlerde güçlerden kendi bloguma vakit ayıramamıştım. Bu “yokoluş” arasında computerworld.com.tr sitesi ile ilgilendim. Tam olarak bitmediyse de şu anda pek bir eksiği yok gibi… Dergi işleri sonrası bir iki bölümüyle de daha uğraşacağım.

Hazırlık aşamasında birçok yeni fonksiyon ile karşılaştım ve bunların birçoğunu da kullandım. Tüm bunları çok yakın bir zamanda buraya ekleyeceğim.

Kategoriler
PC World

Arşivle arşivle nereye kadar?

PC World Mayıs 2008Elimde, çokluortam (multimedya) olarak tüm dosyalarım evimdeki 500 GB kapasitesindeki 3,5 inçlik diskimde depolanıyor. Bir de sürekli yanımda taşıdığım 2,5 inçlik 160 GB bir disk daha var. Henüz izlemediğim, izlemek için aday olan fimler ya da diziler bu 160 GB’lık disk içerisinde yer alıyor. İzledikten sonra ya da uzun bir zaman sonra bana lazım olacaksa o zaman büyük deponun yolunu tutuyor. CD ve DVD’ler kısa sürede bozuldukları için arşivlemek için tercih etmiyorum bile.

Arşivimdeki filmlerin hemen hemen hepsi DivX ya da Xvid ile kodlanmış. aralarında bazıları H.264… Favori filmlerim ise 720p ve/veya matruşka formatında…

Hal böyle olunca elimde aynı filmlerden 3-5 farklı kopya olduğu oluyor. Bir de bazı filmler var ki Türkçe dublajlı olarak arşivde yer alıyor. Özellikle çizgi animasyon filmlerin orijinal dillerinin dışında Türkçelerini de elimde tutuyorum.

İzlediğim filmleri ya da dizileri arşivimde tutmak hoşuma gidiyor. Aklıma bir filmden bir sahne geldiği zaman ya da soundtrack’in bir yeri dilime dolandığında anında ilgili sahneyi açıp bakabiliyorum. YouTube’da aramakta bir çözüm ama bunun yerine arşivden bulmak çok daha hızlı ve etkili oluyor.

Ancak bu dev arşiv gün gelecek ve bence hiçbir işe yaramayacak.

Çünkü şu anda bile cep telefonlarının hafıza kartları en az 1 GB kapasiteden başlıyor. Meraklı kullanıcılar telefon alır almaz bu kapasiteyi daha da artırıyorlar. Otomatik olarak filmleri de “cep”ten izliyorlar.

İlerleyen yıllarda bu tür film arşivlemek demode olacak. Çünkü online olarak eski, yeni tüm filmlere erişebileceğimizi düşünüyorum. Şu anda YouTube’da 10 dakikalık bir video klip yaklaşık 35 MB kapasiteye sahip. 1 Mbit’lik bağlantı ile hiçbir takılma olmadan rahatlıkla bu film izlenebiliyor.

Artan ve artacak olan internet bağlantı hızları otomatik olarak video sitelerini de etkileyecek. Nasıl ki bundan 10 sene önce çevirmeli ağ ile internetten  video izlemek zor bir ihtimal gibi görünüyordu, belki de bundan 10 yıl sonra çok daha hızlı bir bağlantı ile YouTube videolarını değil Hollywood filmlerini internet üzerinde sıkıntısız bir şekilde izliyor olacağız.

Bu zamana gelince benim depolama diskim, bozulmazsa ya da çökmezse otomatik olarak yalan olacak. Belki de bütün bu arşivimdeki filmleri bilgisayarımdan değil cep telefonumdan izleyeceğim. Neler olacak hep beraber bekleyip göreceğiz.

Kategoriler
PC World

Bu kadar korkmayın bilgisayardan

PC World Nisan 2008Yıllardır laf anlatamadım birçok kişiye… Bizler öncelikle öğrendiğimiz şeyleri yakın çevremizle paylaşırız. Önce onlara anlatır, önce onlara aktarırız bildiklerimizi. Ondan sonra dergiye yazarız. Bu da aylık dergiciliğin dezavantajlarından birisidir.

Ancak yıllardır yakın çevrem de dahil olmak üzere anlatamadığım birşey var: İhtiyaç fazlası programların bilgisayarda tutulması, inatla ve inatla Windows’tan bir şey silmeden sürekli aynı işi yapan şeyleri yükleme hevesi…

Yıllardır tanıdığım birkaç arkadaşım kendi şirketlerinde ihracat işi ile uğraşıyorlar. Telefon faturaları ise sürekli kabarık geliyordu. Ta ki ben bunları Skype ile tanıştırana kadar. Şu anda söylesem Skype ile ilgili 10 sayfa dosya konusu yazarlar. Öyle bir kullanır oldular ki neredeyse ofisteki telefonları iptal edecekler.

Bu arkadaşların iletişim yöntemi Skype dışında e-posta ve MSN mesajlaşma sistemi. Arada boşluk bulurlarsa İddaa’dan kupon yaparlar, oyun sitelerinde oyun oynarlar, Facebook’tan ona buna “Osmanlı Pokesi” gönderirler. Böyle iş olur mu demeyin, oluyor.

Ancak bu arkadaşlar sürekli olarak teknolojiyi de takip ediyorlar. (Dergimize aboneler de oradan biliyorum 🙂 ) Yeni gördükleri herşeyi de hemen isterler ve satın alırlar. Vista çıkınca tutturdular ofisteki bilgisayarlara Vista yükleyelim, arabirimi çok güzel, modern bir firmayız falan demeye.

Yükledik Vista’yı ancak bilgisayarları 2-3 yıllık olduğu için performans alamadılar tabii… “XP uçuyordu bu Vista neden böyle?” deyip bocaladılar. Madem bir geçiş olacaktı tam olması için kızkardeşime verdiğim P4 laptop’a yaptığımı yaptım. O da bilgisayarın yavaş çalışmasından şikayetçiydi ve bu ayki DVD’miz içerisinde de bulacağınız Linpus Lite’ı yükleyiverdim. Sekmelere ayrılmış bir işletim sistemi ve ne yapmak istiyorsanız seçip yapabiliyorsunuz. Bilgisayar başındaki vaktinin çoğunu internette geçirenler için oldukça yararlı bir işletim sistemi. Üstelik ücretsiz. Bizim arkadaşlara da yükledik sesleri sedaları çıkmaz oldu.

Herkes kullanıyor diye siz de Windows kullanmak zorunda değilsiniz. Windows’ta çalışan birçok programın ücretsizi var. Bilgisayarın sizi kontrol etmesine izin vermeyin, o size uysun. Sadece Linpus değil, Pardus kullanın, Open Office kullanın, Thunderbird kullanın. Korkmayın artık şu bilgisayardan.

Kategoriler
PC World

İsmin seni ele vermesin

PC World Mart 2008Rumuz; televizyonda gördüğümüz “ismini vermek istemeyen izleyici” ifadesinin biraz daha farklı bir halidir. Gerçek isim yerine bu takma ad kullanılır. IRC ile sohbet ettiğimiz dönemlerde herkesin bir nickname’i (rumuzu) vardı ve birbirimizi bu şekilde tanırdık. Gerçek isimler, sohbet koyulaşınca, muhabbet kıvamına gelince söylenirdi. Kişinin gerçek ismini bilirdik ama yine ona nickname’i ile hitap ederdik.

Ancak günümüze geldiğimizde bu nickname’lerin unutulduğunu göze çarpıyor. Zamanın popüler mesajlaşma sistemi MSN’de nickname kullanan kimse hemen hemen yok gibi… MSN listemdeki kişilere bakıyorum herkesin kendi ismi yazıyor. Doğrudan isim hatta hatta “isim soyismini” birlikte  yazanlar çoğunlukta…

Nickname yerine kendi ismini kullanma sadece MSN’de geçerli değil. Kişi bir internet sitesine üye olurken yine kendi ismini daha  fenası “isim soyisim” kullanmayı tercih ediyor. Ancak bu durum ne kadar doğru? Çünkü bu isminiz sizi ele veriyor. Dergimizi takip edenler hatırlayacaklardır. İnternet sitelerine kendi ismini kullanarak üye olmuş birisi hakkında birçok bilgiye küçük bir arama ile erişebileceğini daha önceleri yazmıştık. Örneğin iş görüşmesi öncesinde sizin hakkınızda küçük bir arama yaparak nasıl bir insan olduğunuzu, ilgi alanlarınızın ne olduğu hakkında bilgiler kolayca öğrenilebilir.

Hatır gönül ilişkisinden dolayı sizi sürekli arayarak yeni aldığı bilgisayarı hakkında teknik servis hizmeti alan bir tanıdığınızın bir donanım sitesine de aynı soruları yönelttiğini görmek çok hoş olmayabilir tabii. “Madem oraya soracaktın, ne diye beni meşgul ettin o zaman” diyebilirsiniz.

Ya da bir arkadaşınızın dayısının bir video sitesindeki profil sayfasındaki favori videolarının ağırlıklı olarak “Russian Girls” ile başlaması onun nasıl bir fanteziye sahip olduğunu açıklayacaktır. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ancak bu kişiler sitelere üye olurken kendi isimleri yerine bir herhangi bir nickname kullanmış olsalardı sanal birer kimse olarak kalmaya devam edecekti. Böylece hiçkimse kendisini ele vermeyecek ve siz de o kişileri forum sitelerinde “dostum caps’ler kurbağa olmuş”, “4. part’ı yeniden yükler misin?” derken görmeyecektiniz.

Kategoriler
PC World

Siteler farklı, içerikleri aynı

PC World Şubat 2008İnternette aradığınızı nasıl buluyorsunuz? Google’da arayarak -ya da daha güncel bir ifade ile “Googlelayarak”… Açarsınız web tarayıcıyı, bağlanırsınız Google’a, aramak istediğiniz konu ile ilgili birkaç kelime yazar ve sonrasında enter’a basarsınız. Bu işi kim bilir günde kaç kez yapıyoruz.

Arama sonrası bulunan sonuçlar Google’da listelenir. Ancak karışıklık işte burada başlıyor. Eğer aradığınız şey çok “spesifik” birşeyse doğru sonuca ulaşmak birkaç tıklamadan öteye gitmez. Ama daha genel konularda birşeyler arıyorsanız bulunacak olan sayfa sayısı da haliyle fazla olacaktır. Bu durumu şöyle açıklayayım: geçen akşam aklıma bir hastalık ile ilgili birşey takıldı ve fikir sahibi olmak için başladım Google’da aramaya…

Bulunan binlerce sayfa içerisinden, belki de yüz farklı web sitesini gezdim ve gerçekten çok şaşırdım. Gezdiğim sayfaların tamamına yakınında hep aynı bilgiler yer alıyordu. Yapılan yazım yanlışı ya da biçimlendirme stilleri bile çoğunda aynen yer alıyordu. Aynı yazı, farklı sitelerde, farklı forum sayfalarında, farklı imzalarla yer alıyordu. Hem de farklı doktor imzalarıyla birlikte… Hemen hemen her yazının altında da; Dr. Bilmemkim, falan filan uzmanı Dr. Kopipest gibi isimler şaşkınlığımı daha da artırdı.

Bir de işin “doğru bilgi” payı var tabii… Yani her web sitesinde yer alan bilgilere ne kadar güvenmeli? Hele ki sağlıkla ilgili konularda… Açıkçası internet üzerinde tanımadığım ya da bilmediğim web sitelerinde yazan yazılara, yorumla pek güvenemiyorum.

Mesela, bir sinema filmi hakkında bilgi almak istiyorsunuz. Tanıtım bilgisi altında da yorumlar var. Mutlaka başınıza gelmiştir; 30 yorumun 29’u filmi güzel bulurken bir kişinin beğenmemesi otomatikman mide bulandırıyor. İnatla filmi izlemeye koyuluyorsunuz; bir bakıyorsunuz ki o 29 kişinin içerisine siz de dahil olmuşsunuz. Beğenmeyen “bir” kişi ise ya oyuncuyu sevmediğinden ya da yönetmeni hor gördüğünden o şekilde demiş olabileceği akıllara geliyor.

Onun için doğru sitelerden “bilgi” almayı, içeriğinin doğru olduğuna inandığım, hatasız “bilgi” verdiğini düşündüğüm web sitelerini gezmeyi daha çok tercih ediyorum. Uzunca bir süredir bende en fazla güven oluşturan site; Wikipedia (www.wikipedia.org, www.vikipedi.org). Birçok kullanıcı tarafından içeriği doldurulabildiği gibi, yine birçok kullanıcı tarafından olası bir değişiklik anında düzeltilmesi bana göre artıları içerisinde yer alıyor.

Kategoriler
Donanım

Motifli klayve ve mouse

Birçok farklı mouse ve klayve kullanmışımdır. Ama bu şekilde desenlenmişimi ilk defa gördüm. İnsanoğlu yaratıcılıkta sınır tanımıyor vesselam…

evergreen_4.jpg

evergreen_3.jpg

evergreen_2.jpg

Kategoriler
Donanım

Apple da sürprizini yaptı

Sevgililer gününün yaklaşmasıyla firmalar da ellerindeki ürünleri bu konsepte uydurarak piyasaya sunuyorlar. Bu modaya son olarak Apple da uydu ve iPod nano‘nun pembesini gün yüzüne çıkardı.

iPod nano Pembe

iPod nano Pembe
Kategoriler
Donanım

Nokia’nın sevgililer gününe özel ürünleri

Nokia, 14 Şubat Sevgililer Günü için, sevgilisine hem anlamlı hem de değerli bir hediye vermek isteyenlere çok özel seçenekler sunuyor. Nokia 6500 Classic ve Nokia 6500 Slide, zarif ve çağdaş tasarımlarıyla kalıcı bir güzellik vaat ederken, Nokia 7900 Crystal Prism ise elmas kesimli tasarımıyla cep telefonunda stil arayan kullanıcılara hitap ediyor.

Nokia 6500 Classic - Bronze

Nokia 6500 Classic – Bronze

Zarif bayanlara: Nokia 6500 Classic

Hiçbir ek yeri olmaksızın üretilen gövdesiyle Nokia 6500 Classic, ayrıntılara gösterilen eşsiz özenin, sadece 9,5 mm inceliğindeki bir kanıtını oluşturuyor. Cep telefonunun “kullanıcısını yansıttığı” gerçeğinden yola çıkan Nokia 6500 Classic, kusursuz bir el işçiliğini yansıtıyor.

Kategoriler
Genel

WordPress eklentileri gelişmiş

Yaklaşık 6 aydır blog’umu ellememişim. Bu süre içerisinde WordPress tarafında birçok yenilik ve güzellik olmış. Eklentilerde de yenilikler yok değil.

Mesela, bana göre en başarılısı NextGEN Gallery. Tek bir ZIP dosyasını sunucuya yüklüyorsunuz sonrasında sayfada

[css][/css]

gibi bir ifade ile doğrudan galeriniz yayına alınıyor. Web albümleri hazırlamak sonrasında yayınlamak gerçekten birkaç tıklamadan ibaret.

NextGEN Gallery

NextGEN Gallery

Bir diğer eklenti ise dosya gönderme ile ilgili. Flexible Upload isimli bu eklenti yazı yazma aşamasında yeni field’lar ekleyerek tek bir seferde dosya upload’u sunuyor. Hizalama ya da thumbnail gibi ayarlar ise Tercihler içerisinden kolayca yapılabiliyor.

Flexible Upload

Flexible Upload

Şimdilik keşfettiklerim bu kadar. Devamı olursa mutlaka eklerim.