Kategoriler
PC World

Rüya sonunda gerçek mi oluyor?

Son birkaç aydır PC World ofisinde editör arkadaşlarla en çok konuştuğumuz ve tartıştığımız konuların başında “Vista” geliyor. Özellikle dergi bittikten sonra yeni bir sayı için yaptığımız yazı işleri toplantıları tam bir teknoloji muhabbeti havasında geçiyor. Tabii haliyle içerikle ilgili bir şeyler konuşmaya pek bir vakit kalmıyor. Öğlen yemekleri, ayaküstü sohbetlerinde sohbet ne olursa olsun sonuçta gelinen ortak konu tabii ki; Vista. Kendi içimizde bile, “ne olacak?”, “ne yapacağız?” gibi konularda hararetli tartışmalar yaşıyoruz. Bu konuda yazılımcılar ayrı, donanımcılar ayrı düşünüyor. Herkes kendi uzmanlık alanına göre durumu değerlendirip ne yapacağına karar vermeye çalışıyor. Ya da daha doğrusu bir türlü karar veremiyor. Kıvanç, ilk beta’sı çıktığından beri ofisteki bilgisayarında Vista’yı kullanıyor ve yazılarını Office 2007 üzerinde yazıyor. Ben ise kararımı çoktan verdim. Hiç düşünmeden eski dost XP’ye bir daha geri dönmemek üzere güle güle deyip Vista kullanmaya başlayacağım.

İnternetteki forumlarda da bu konuda ateşli tartışmaların yaşandığına rastlamışsınızdır. Takip ettiğim sitelerde, bloglarda ya da forumlarda da durum aynı bizim ofisteki gibi. Kimse ne yapacağına bir türlü karar veremiyor.

Hakkında “özellikleri kopya ya da taklit” dense de, aslında bu söylenenlere çok da kulak asmamak, özellikleri ve yenilikleri hakkıyla kullanmak gerekiyor. Birçok bilgisayar kullanıcısı bu yeni özelliklerin görsel kısmını çok fazla kullanamayacak olsa da Vista kullanmanın ayrı bir güzelliği olacaktır. Gerekli donanım yükseltmesi sonrasında ise Aero arabirimin tüm “şeffaflığını” geç de olsa doyasıya yaşamanın tadını çıkaracak kullanıcı sayısı bir hayli fazla olacaktır diye düşünüyorum.

İkinci Yılın Yeni Sayısı

Yeni yılın ilk sayısında kapak konusunu Ocak ayı sonunda çıkması beklenen Vista’ya ayırdık. “Vista Hakkında Merak Edilenler” başlığını attığımız yazımızda kullanıcıların bu büyük terfi öncesi akıllarına takılan konuların çözümleri üzerinde durduk. Ayrıca konu içerisinde yer alan soru ve cevaplardan bazıları, sizin de aklınıza mutlaka takılmıştır. Terfi öncesi bu yazımızı merakla okuyacağınızı düşünüyorum.

Bu ay ofisteki her editörün masası üzerinde yer alan kalabalığa bir de büyük kulaklıklar dahil oldu. İlerleyen sayfalarda okuyacağız 5.1 destekli bu kulaklıklar, ev ortamında sinema tadını doyasıya yaşamanıza oldukça yardımcı oluyor.

İlginizi çekeceğini düşündüğüm konulardan bir diğeri de LCD televizyonlar. Son zamanların moda teknolojisi olarak nitelendirilen LCD TV’lerden birisine sahip olmadan önce bilmeniz gereken teknik terimleri ve satın alma işlemi öncesi “satıcılarla aynı dili konuşmak” için gerekli detayları Levent kaleme aldı. Pamir’in hazırladığı dijital TV kartı testi ise bilgisayardan ya da yeni alacağınız bir LCD TV’den uydu yayınlarını izlemeniz için hangi kartı kullanmanız gerektiği üzerine…

Yeni yılda PC World’ü ve PC World Online’ı sıkı bir şekilde takip etmenizi öneririm. Çünkü bizler yeni fikirlerle doluyuz ve yeni projelerimizi çok yakında göreceksiniz. Öncelikli olarak PC World Online foruma üye olmak ve bilgi paylaşımına katkıda bulunarak bu karnavala siz de katılabilirsiniz.

Kategoriler
Macworld

Ön yargılı olmayın, dijital yaşam tarzıyla tanışın

Bundan tam bir sene önce, bilişim sektörünü yakından takip edenlerin de bildiği gibi, Macworld dergisinin ofisinde ciddi bir hareketlilik yaşandı. Derginin bağlı bulunduğu Dünya Yayıncılık, bünyesine üç tane daha bilişim dergisi kattı. 1999 yılından buyana Dünya Yayıncılık bünyesinde çıkan Macworld dergisi yeni kardeşlere kavuşunca yeni çalışma arkadaşları ile bilişim grubu oldukça büyüdü.

Şirket, bilişim yayınları konusunda uzun süren tecrübelerinin ardından yaptığı bu ataklarla isminden çok bahsettirir oldu. Dört adet farklı konu ve içeriğe sahip bilişim dergisi her yayıncılık şirketinin yapabileceği kolay bir şey değildi sonuçta. Ancak ekibin güçlü ve istekli olması olası sorunların daha çıkmadan yok edilmesine yetiyordu. Bünyede bu kadar çok bilgisayar dergisi ve bilgisayar meraklısı eleman olunca kafalardan çıkan ses sayısı da otomatik olarak artıyor. Uç noktadaki markacılar çok sıkı bir şekilde birbirleriyle tartışmaya girerken nedense orta yok bulmak için bir çaba arayışında bile bulunmuyorlar.

Kategoriler
PC World

Güvenliği elden bırakmayın!

E-posta günümüzün iletişim standartları arasında üst sıralarda yer alıyor. Çoğu bilgisayar kullanıcısı en az bir e-posta hesabına sahipken, bazılarımız abartıp birden fazla hesabı idare etmek için çeşit çeşit istemci kullanabiliyor. Fakat yararları saymakla bitmeyen e-posta’nın zararları da oldukça fazla.

Bir kere yaşantınızın büyük bir bölümünü e-posta iletişimine ayırıyorsanız oldukça dikkatli olmalısınız. Çünkü e-posta hesabınıza gelen herhangi bir mesaj “zararlı bir içeriğe” sahip olabilir. Buradaki zararlı içerikten kastım virüs ya da trojan benzeri bir programcık değil. Gelen e-postanın içeriğinden bahsediyorum. Her ne kadar işe yarar içerikler ulaşıyor olsa da bir o kadar işe yaramayan e-postalar da mutlaka alıyorsunuzdur. Özellikle son zamanların popüler e-posta sahtekarlık yöntemlerinden birisi olan phishing’lere dikkat etmeniz gerekiyor. Özellikle dalgın bir anınızda bankanızdan gelmiş gibi görünen, oldukça güven verici bir dil ve içerik kullanılarak hazırlanmış bu e-postalara birçok kullanıcının kurban gittiğini zaman zaman dergi ve gazetelerde mutlaka okuyorsunuzdur.

Kategoriler
Macworld

Türkçe iTunes’a merhaba

Apple’ın donanım başarısı tartışılmaz. Bilgisayar sektörüyle az çok ilgisi olan herkes bu konuda bir yorum yapabilir. Bu yorumlar muhtemelen olumlu yönde olacaktır; çünkü Apple’ın bu konuda pek kusuru olduğunu söyleyemeyiz. Donanım konusundaki başarısı kadar yazılımda da oldukça iyi olduğu, programları kullanan kullanıcıların ortak görüşü. Kendi donanımları ile uyumlu çalışan yazılımların yanında başka işletim sistemi için olan sürümlerini de yayınlaması, bu yazılımın farklı platformlarda çok daha fazla kişi tarafından kullanılmasını sağlıyor.

Yazılım konusunda en çok tercih edilen ve akıllara ilk gelen uygulama tabii ki iTunes. Hem Mac hem de PC sürümleri oldukça fazla bilgisayar kullanıcısı tarafından tercih ediliyor. Bilgisayar kullanıcısı diyorum çünkü iPod kullanıcıları zaten iTunes kullanıyorlar ancak iPod sahibi olmadan da iTunes kullanan birçok bilgisayar kullanıcısı olduğu biliniyor. Bu kişiler bilgisayarlarında müzik dinleyebilecekleri harika bir “jukebox”a sahipler. iPod sahiplerinden tek farkları ise şarkılarını senkronize edememeleri…

Kategoriler
BYTE

Yeni pazarlar

İnternet hayatımızı gireli ne kadar oldu hiç düşündünüz mü? Sonuçta Bir elektrik bulunması kadar değil. İnterneti ilk kullanmaya başladığınızda bir çocuğunuz olsaydı şu anda daha ilköğretim okulunu bitirememişti bile… Çok taze bir mecra olmasına karşı kişilere ya da kurumlara kazandırdığı paralar hiçte yabana atılacak cinsten değil.

Para her zaman tatlıdır ancak internette her zaman iyi bir fikir para etmiyor. İnternette birbirinin kopyası gibi duran birçok web sitesi yer alıyor ve maalesef ki bunların çoğu beş para etmiyor. Geçen ay içerisinde YouTube’un Google’a satılması haberlerini birçok yerde görmüşsünüzdür. Birkaç sayfa önce ise bu haberin detaylarını okumuşsunuzdur. Dört kişinin kısıtlı bir bütçe ile kurdukları ve işlettikleri site, bir buçuk sene sonra kat kat fazlasına satılıyor. Bu olaydan önce facebook.com isimli arkadaşlık sitesinin Yahoo tarafından satın alınması gündeme vurdu. Ortalarda gezen rakam ise 2 milyar dolar civarında… Bu sitenin sahibi ise 22 yaşında bir genç. Evet 22 yaşında ve neredeyse dolar milyarderi olmaya aday.

Kategoriler
GamePro

Emülatörde oyunun tadı

Ay içerisinde birçok okuyucumuzdan çeşitli konularla ilgili olarak onlarca e-posta alıyoruz, şahsen kendim de alıyorum. Gelen bu e-postaların birçoğu dergi ya da DVD içeriği ile ilgili. Olumlu görüşlerin yanında olumsuz görüşler çok daha fazla. Çünkü insanoğlu beğendiğimizi değil, beğenmediğimiz yönleri söylemeyi daha çok seviyoruz. Onun için de okurlarımızdan gelen e-postalara her zaman önem veriyoruz ve kendilerine de neden bu şekilde olduğunun yanıtını veriyoruz.

Geçen ayın başlarında bir okurumuzdan gelen e-posta ve arkasından bizim yanıtlarımız oldukça ilginçti. Bütün yazışmayı değil ancak işin özünü ve sonuçta vardığı noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum. (Bundan amacım okuyucuyu yermek ya da bizimle nasıl böyle bir yazışma yapabilir demek değil, aksine okuyucularımızın her türlü görüşüne saygı duyduğumuzu belirtmek içindir.)

Kategoriler
BYTE

Kablosuz teknolojinin çilesi

Bir CeBIT fuarını daha geride bıraktık. Bilişim sektöründe çalışan hemen herkes yıl boyunca bu fuar için çalışır ve fuarda büyük kozunu oynamak ister. Biz de yıl içerisinde size iyi içerikli bir dergi hazırlamanın yanında, CeBIT ayının dergisi olan Eylül sayısını hazırlamak için de fazladan mesailer harcadık.

Ancak sonunda, bir CeBIT’i daha geride bıraktık. Şöyle birkaç hafta geriye baktığımızda yoğun ilgili bir kalabalık ve okurlarımızla buluşmanın mutluluğu geliyor akıllara. Bir de işin teknoloji tarafı var tabii…

Yoğun kalabalık içerisinde gezinen insanlara baktığımda üzerlerinde fazlaca bir ekipman taşıyorlar. Örnekse; ben. Mesela dijital fotoğraf makinesi, günlük çanta, cep telefonu, dizüstü bilgisayar vb. Birkaç sayfa sonra okuyacağınız akıllı telefonlar testimizdeki telefonlardan birisini de fuar aksesuarlarının yanına alarak başladım fuarı gezmeye. Rahatlık açısından Bluetooth kulaklığımı taktım kulağıma, telefonu çantada ya da cebimde bulma derdi yaşamayayım diye. Yine bir başka test ürünü olan kablosuz ağ tarama cihazı da yanımdaydı. Gezdiğim yerlerin yakınında bir Wi-Fi alanı varsa cihaz hemen buluyordu. Böylece duruma göre dizüstü bilgisayarımı ya da akıllı telefonumu kullanarak e-posta kontrolü yapabilecektim. Tabii müziği de unutmamak lazım. Cep telefonunda çalan müziği kablosuz olarak kulaklığıma aktarıyordum. Yalnız gezerken sıkılmamak, aşırı gürültü içerisinde kulaklarımı anlaşılmayan şeylere boğmamak için.

Kategoriler
GamePro

Büyük günü bekleyen bizler

Oyun dergisinde çalışmanın birçok artısı vardır. Eksisi de vardır ama artılar çok daha fazla ve ben, özellikle bununla ilgileniyorum. Birçok okurumuz ya da eş dost bize; “oyun oynayarak para kazanıyorsunuz” diyorlar. Editör arkadaşlarım bu durumu önceki yazılarında, ofisteki diğer dergilerdeki çalışma arkadaşlarımızın nasıl gözlerle baktığını anlatmışlardı. Genel olarak yapılan iş oyun oynamak olabilir ama bu işin de sıkıntıları yok değil. Sonuçta yaptığımız iş yayıncılık yani dergi hazırlamak olduğu için bazı kurallara uymak zorundayız. Bu durum yapılan işin “profesyonellik” kısmı. Bir de eğlence kısmı var ki sormayın.

Bir kere yaptığımız iş oldukça eğlenceli. Ekip içerisinde neşeli insanlar olduğundan “çıban” gibi duran kimse yok. Herkes işini iyi biliyor ve sizlere en iyi dergiyi hazırlamak için gerekirse sabahlara kadar oyun oynuyor (yanlış anlaşılmasın; işimiz oyun ya, o bakımdan). Tüm bunlardan sonra matbaadan gelen ilk dergiler ofis içerisinde kapış kapış gidiyor. Basılmış olan bu yeni sayı insanı çocuğu olmuş kadar sevindiriyor. İşte bütün herşey bu aşamadan sonra başlıyor.

Kategoriler
BYTE

Bazen oldukça fazla abartıyoruz

Biz Türklerden bahsedeceğim bu ayki yazımda… Ancak bu sefer konu tabii ki Türklerin teknolojiyi keşfedince yaptıklarından bir kesit. Bir şeyi bulduk mu suyunu çıkarırız. Hele ki birisi bize herhangi bir sebepten ötürü mahkumsa, of anam of yandı ki ne yandı.

Her zaman gezindiğim sitelerden birinde bazı linklere rastladım. Web tarayıcının yeni sekmesinde açtım ve bu sitedeki işim bitince o sitelerde ilgilenecektim nasılsa. İlk açtığım site, otomatik olarak buton oluşturmaya yarıyordu. Web adresi www.buttonator.com. Siteyi ziyaret ettim. Gerçekten oldukça hoş hazırlanmış, iyi bir düşünceye sahip. Photoshop ya da Fireworks’ü açmadan hazır buton örneklerini kullanarak kendinize ait butonu birkaç dakika içerisinde hazırlayabiliyorsunuz.

Kategoriler
GamePro

Böyle oyun olur mu?

Oyun, Türk Dil Kurumuna göre “vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence” anlamındadır. Oyun, adeta “eğlence” kelimesi ile özdeşleşmiştir. Bir oyunda olması gereken en büyük gereksinim eğlence öğesidir. Bence eğlendirmeyen oyun olamaz, olmamalı.

Ancak durum tabii ki bu şekilde olamıyor. Şöyleki: İnternette sağlanan gelirlerin çoğu porno içeriğinden sağlanıyor. Elde edilen gelirin yüzde 80’den fazla olduğu tahmin ediliyor. Porno ile farklı şekilde para kazanmak isteyenler oyun sektörüne de el atmış durumdalar. Evet porno içerikli oyunlar da mevcut. Ancak bunlar her ne kadar oyun kategorisi altında değerlendirilse de bence bunlar oyun değiller. Kimilerine göre bir “eğlence” olabilir ancak oyun demek bence çok uygun değil. Tabii eğlenmek de kişiden kişiye mutlaka değişecektir ancak eğlence bu tür aktiviteleri değerlendirebileceğimiz bir başlık.