Bir CeBIT fuarını daha geride bıraktık. Bilişim sektöründe çalışan hemen herkes yıl boyunca bu fuar için çalışır ve fuarda büyük kozunu oynamak ister. Biz de yıl içerisinde size iyi içerikli bir dergi hazırlamanın yanında, CeBIT ayının dergisi olan Eylül sayısını hazırlamak için de fazladan mesailer harcadık.
Ancak sonunda, bir CeBIT’i daha geride bıraktık. Şöyle birkaç hafta geriye baktığımızda yoğun ilgili bir kalabalık ve okurlarımızla buluşmanın mutluluğu geliyor akıllara. Bir de işin teknoloji tarafı var tabii…
Yoğun kalabalık içerisinde gezinen insanlara baktığımda üzerlerinde fazlaca bir ekipman taşıyorlar. Örnekse; ben. Mesela dijital fotoğraf makinesi, günlük çanta, cep telefonu, dizüstü bilgisayar vb. Birkaç sayfa sonra okuyacağınız akıllı telefonlar testimizdeki telefonlardan birisini de fuar aksesuarlarının yanına alarak başladım fuarı gezmeye. Rahatlık açısından Bluetooth kulaklığımı taktım kulağıma, telefonu çantada ya da cebimde bulma derdi yaşamayayım diye. Yine bir başka test ürünü olan kablosuz ağ tarama cihazı da yanımdaydı. Gezdiğim yerlerin yakınında bir Wi-Fi alanı varsa cihaz hemen buluyordu. Böylece duruma göre dizüstü bilgisayarımı ya da akıllı telefonumu kullanarak e-posta kontrolü yapabilecektim. Tabii müziği de unutmamak lazım. Cep telefonunda çalan müziği kablosuz olarak kulaklığıma aktarıyordum. Yalnız gezerken sıkılmamak, aşırı gürültü içerisinde kulaklarımı anlaşılmayan şeylere boğmamak için.
Tabii fuar alanı oldukça büyük. Gez gez bitmiyor. Hal böyle olunca fuarı gezme işi bir güne sığmıyor diğer günlere de sarkıyordu.
Bu şekilde gezmek iyi güzel de bir de işin akşam eve ya da ofise gidince karşılaşılan durumu var. Bu kadar kablosuz cihaz kullanırsan ya pilleri biter ya da şarjları… Akşam bunları tek tek şarja tak, sabaha kadar dolsunlar sonra yeniden kullanmaya başla…
Eğer cep telefonunun şarjını takmaya üşenecek kadar tembelseniz diğer ekipmanlara hiç bulaşmamanızı tavsiye ederim. Çünkü emin olun ki uğraşınız cep telefonunu fişe takmaktan daha fazla olacaktır. Narin cihazlar oldukları için jak’ları da aynı şekilde hassas. Uykulu gözlerle, yarı baygın şekilde uçlarını takayım derken kırabilmeniz ya da bükebilmeniz her an olası.
Hal böyle olunca belli bir süre sonra teknoloji eziyete dönüşebiliyor. Bana faydası dokunacak olan, bana hizmet etmesi gereken ürün başlıyor işkence yapmaya. Tabii bir de ürünlerle ilgili hevesiniz geçince ya bir dolaba tıkılıyor ya da çantanın ücra köşesinde gün ışığına çıkmama cezasına mahkum ediliyor.
Ancak bu durum herkes için aynı olmayabilir. Bu tür bir durum sizin için gereksinimse kullanmanızın tabii ki de son derece faydası olacaktır. Kullanmadan bilemezsiniz.